8 Aralık 2009 Salı

Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra

Bitirmemek için direnilen ama sayfaların sonuna çabucak ulaşılan ve hâla satırların derinliğinde dolaşılan bir kitabın ardından... Sanırım içimdeki ateşi körüklemek için yazıyorum bu beni etkileyen anlatımı

Umut Gibi İnsanlar

"Isıtan bir şeyden değil yakan bir şeyden söz ediyoruz. Kusura bakma ama Selma, Umut gibi insanlar kimseyi mutlu edemez, kendileri de mutlu olamaz. Bu tür insanların en çok duymak istedikleri şey, 'Böyle bir dünyada yaşaman mümkün değil' cümlesidir. Bunu büyük bir övgü olarak görürler..."

Selma dinlemiyordu. Umut'un boş bir meze tabağının altına sıkıştırdığı paraya bakıyordu. Böylesi daha mı iyi, diye düşünüyordu, o yakıcı sıcaklığın geride kalması. Vücudunda bir yerlerde, kalbinde değil başka bir yerde, küçük, sıcak olamayacak kadar küçük bir noktaya dönüşmesi Umut ile yaşadıkları her şeyin. Daha mı iyi çıplak ayaklarını yakan geniş kumsalın bitmesi?

Çünkü sonrası büyük, soğuk deniz.


"Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra", s. 71, Barış Bıçakçı

Hiç yorum yok: