28 Temmuz 2009 Salı

Brenna MacCrimmon - Kulak Misafiri


Bugün aldım bu albümü ama aylardır çıkmasını beklemekteydim, dilimde Şemsiyemin Ucu Kare parçası...

Brenna MacCrimmon 98'de Selim Sesler ile birlikte yaptığı "Karşılama" albümü ile girdi yaşamımıza. Öncesinde nerelerdeydi, Kanada'da, Balkan ülkelerinde .. İyiki de geldi, hoşgeldi.. Ardından "Ayde Mori" albümü ile çıktı karşımıza Muammer Ketencoğlu, Sumru Ağıryürüyen ve Cevdet Erek birlikteliğiyle.

Bizdendi söyledikleri ya da bize yakındı.

Ve son albümü "Kulak Misafiri", ben bir şey demeyeyim, Brenna'dan aktarayım:


Kulak Misafiri ya da Kulak Misafiri Olmak
  • Bir sohbetin taraflarından biri olmak, bir sohbete kulak vermek.
  • Kaldırımda yürürken karşınıza çıkıveren bir kupa valesi gibi, ummadığınız bir yerde bulduğunuz bir ses.
  • Bir kafede otururken etrafta dönen tartışmalara kulak kesilmek ya da deniz kenarında insan ve insan dışı başka seslerle kaynaşan dalgaların ve rüzgarın davetiyle uykuya dalmak.
  • Pencerenizin altında oynayan iki çocuğun gevezelikleri ile dikkatinizin dağılması.
  • Çukurlu bir yolda hoplaya zıplaya giden bir takside anlamadığınız bir dildeki şarkıların serenadına kendinizi kaptırmak.
  • Birdenbire kendinizi bir kuşlar meclisinin tam ortasında buluvermek.
  • Kulağın kalbe giden bir yol olduğunu kabul edip, onun peşine takılmak.
  • Kulak tanığı olmak. Duyuş tanığı olmak.
...
Buluşmalar, sohbetlerin ritmi gelgitleri... Müzisyenlerle dolu bir odada, ilham kıvılcımının candan cana neredeyse gözle görülebilir şekilde atladığı anlar... Ortaya çıkan müzik, onu seslendirenleri, dillendirenleri aşar ve içinize işleyerek sizi gözyaşlarına boğar ya da kıpır kıpır oynatır.

Sözcükleri anlamadan önce sesler büyüledi beni. Sadece sesler sayesinde görüntüler belirdi, öyküler dillendi. Bir şarkı bir tabloya dönüştü. Seslerin ruhuna erişmek için yollara düştüm. İnsanlar benimle kasetlerini, plaklarını, bilgeliklerini ve öykülerini paylaştılar; notalar giderek bir zamana, bir mekana, bir yüze dönüştüler.

Şarkılar içten içe büyür, yeni boyutlar kazanır, yön değiştirir ve dünyamızın parçası oluverir. Anlamlar kayar, ışık bir taşı aydınlatır, gizli renkleri gözler önüne serer.

Bulduğum birkaç şeyi sizinle paylaşabilir miyim?


der ve sözün bittiği noktada ezgiler başlar...

Şemsiyemin Ucu Kare ile yağmur, çamur ve bulutları ruhunuza işletir..

Oj Ti Mome Ohrigance ile bulup da yitirilen zamansız bir aşk hikayesini anlatır..

Kar Yağar Alçaklare ile Rumeliden başlayan, Hindistan'da son bulan bir yolculuğa çıkarır bizleri..

Dolama Dolamayı ile Trakya'ya giden bir trende uyuyakalıp, gözümüzü Santa Fe'de açabileceğimizi iddia eder..

gerisi??? albüm alınıp dinlenmeli ve sizce ifade edilmeli...

Hiç yorum yok: