7 Şubat 2009 Cumartesi

hayalkırıklığının ardından...



Hiç beklemedik anda karşınıza çıkan süprizler bazen çok güzel olur... Bazense yıkıcı...

Yerdeniz Öyküleri'nin animasyonuyla TRT Çocuk'ta karşılaşmak gerçekten heyecanlandırmıstı beni. Serinin hangi hikayesi diye beklerken Ged ve Aren karşıladı beni...

Yerdeniz serisini okumayanlar için bu seri Ursula K. Legin'in sırasıyla büyüme; doğum, yeniden doğum, cinsellik ve özgürlük temelinde anlatılan bir kadının büyümesi ve ölüm üzerine kurulu fantastik bir üçleme ile yola çıkmıştır. Sırasıyla Yerdeniz Büyücüsü, Atuan Mezarları ve En Uzak Sahil adını taşıyan bu kitapları Tehanu ve Öteki Rüzgar takip ederek bir beşleme oluşturulmuştur.

Tekrar animeye dönersem, görsel olarak herşey kusursuzdu. Yerdenizin pastoral havası çizimlere çok güzel yansımıştı ama hikaye... İşte hayalkırıklığım ilk böyle başladı. Sonuç Olarak karşımda En Uzak Sahil ile Tehanu öykülerinin karışımı bir senaryo vardı. Karakter ve olayların hiç bir derinliğine inmeyen, Tenar'ı Atuan Mezarları'nda yaşanan olaylardan bağımsız bir ev kadınına indirgeyen, (en kötüsü de) Thenau'yu bebek iken ateşte yakılması sonucu tek kolu bir kuş kanadını andıran bir görüntüye kavuşan, yüzü ciddi biçimde yanmış olduğu için kendisini insanlardan gizleyen küçük bir kız tasvirinden çıkarıp sevimli bir anime kızına dönüştüren bir anlatım vardı karşımda. Halbuki Tehanu yandığı ateşi içerisinde taşıyan, hem insan hem de Kalessin'in yani ejderha soyundan gelen; Ursula'nın anlatımı ile de kadının dayanıklılığının sevginin gücünü simgeleyen, başkaldırı ve direnmenin adıdır. Ezilmişliğe karşı baş kaldırıp tüm güçlükleri yenmeyi başaran bir kadındır.

İki öykünün popüler bir seyirlik çıkabilecek yönlerini alıp birleştirme kaygısı ile kurgulanan senaryosu ortalama bir iş çıkarmış. Seriyi okuyanları ise benim gibi hayalkırıklığına mahkum etmekte... Her seferinde aynı şeyi söylüyorum kendime romanların bıraktığı etkiyi filmlerde aramamak lazım...

Hiç yorum yok: