Koskoca yaz geçti, pek çok yere gittim geldim. Daha doğrusu bu yaz kaçtım ben Ankara'dan..
2 gün oldu döneli, dün de iş başı yaptım. Bir serzeniş hali vardı üzerimde, dönüp dolaşıp bu kente gelmiştim yine sonunda. Bilemezdim ki bu halimin hemen geçeceğini...
Saat 6'ya yaklaştı, okul boşaldı ve her okula gelişimde söylene söylene, kan ter içinde çıktığım o fakülte önü yokuşuna attığımda kendimi herşey değişti. Şehir içine sıkışmış yeşilliği ile nefes almamı sağlayan kampüs, yürüken başlayan ve Cebeci - Kızılay yolu boyu bana eşlik eden hafif bir akşam esintisi ve iş çıkışı kısa buluşmalar yaptığım dostların özlemi... Yok yok, ben bu şehri özlemişim.
Zordur Ankara'ya Ankara'da yaşayanların gözünden bakmak, bizlerin bu kentten kopamayışının nedeninin anlamak... Geçenlerde Ankara'yı tam da benim yaşadığım şekliyle ele alan bir blog keşfettim, ANKARA'YA DAİR, diyorlar ki
merhaba
yeni bir ülke bulabilmek umuduyla yol alırken arkamızdan gelen bu şehri anlamak ve sevmek için buradayız...
gerisi ise bu adreste (http://ankarayadair.blogspot.com/)
bence bir göz atın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder